24 Şubat 2011 Perşembe

Yitirmeden

 Durup düşünmeye zamanın olur mu?
Yitirmeden anlamaz insan
Sevdiklerin yolun sonunda
Sarıl her fırsatında o insana,
Arkasından ağlayan olma
Geri getirmez çok ağlasan da
Durur, durur belki başucunda
Annen baban kendi çapında
Abin bile kırk yedi yaşında
Ömür, ömür sanki bi kara kutuymuş
Günü gelince herkesin açılmış
Ama sorarsan hep geç kalınmış
Güzel günlerimizin bittiğini sanma
Belki bir daha böylesi olmaz
Ama her bi gün güzel aslında
Yakın durmanın zor olduğu ortada
Uzak olmak her zaman en kolay                                                          
Ama en zoru yalnız olunca                              by Mert Zengin photography
Uyur… Uyur belki hep yanında                                                                             
İlk sevgilin kendi solunda
Her hatıra asılı duvarında
Ömür… Ömür sanki bi kara kutuymuş
Günü gelince sendeyim.com herkesin açılmış
Ama sorarsan hep geç kalınmış
Uyur… Uyur belki hep yanında
İlk sevgilin kendi solunda
Her hatıra asılı sendeyim.com duvarında
Ömür… Ömür sanki bi kara kutuymuş
Günü gelince herkesin açılmış
Ama sorarsan hep geç kalınmış

13 Şubat 2011 Pazar

Çok Özlemişim

Spor salonunun tozlu kokusunu
Isınma turlarında kızlarla yanyana koşarken dedikodu yapmayı,
Takım arkadaşlarımla aynı şişeden su içmeyi
Voleybol topunu tek elimle tutmaya çalışıp her seferinde düşürmeyi
Ve de maalesef dizlik kokusunu çok özlemişim.

9 Şubat 2011 Çarşamba

Haydi Millet Safariye

Çiçekliköy'de atv motor safari! Bir kez daha İzmir'e gelmekle doğru tercih yaptığımı anladım.
Yüzümde salak bir gülümseme, kalbimde ritimsiz atışlar, üstümde 5 beden büyük çamurlu bir tulum, çizmeler...
Herkes atv safariye gitsin, dağda benzininiz bitsin, dostluğunuz pekişsin!

7 Şubat 2011 Pazartesi

Koçum Benim!

        Dün Black Swan (Siyah Kuğu) filmini izledim, henüz Türkiye'de gösterime girmedi ama hepinize izlemenizi tavsiye ediyorum. Film bir balerinin hırsını, psikolojisindeki bozulmaları,  camiadaki rekabeti ve balerin eğitmen arası ilişkileri ele alıyor. Tam da tezimde bayan sporcuların cinsel taciz algılarını çalışıyorken, bu filmden etkilenmemem mümkün değildi.
       Eğitmen öğrencisinin rolünü iyi oynayabilmesi için cinselliğini ön planda tutmasını istiyor ve bunun için onu baştan çıkarmaya çalışıyor, öpüyor, dokunuyor...Aslında koçun yaptığı şey öğrencisinin performansını arttırmaya yönelik olsa da, niyete mi bakalım davranışa mı bilemedim. Adamın hisleri tartışılır, ama kızın koçundan hoşlanması bu durumun taciz olarak adlandırılmasına engel sanırım, yoksa adamın kızın koçu olması mı desek.
    Yok yok bu taciz değil, çünkü adam kızın koçu!
    Yok bu taciz değil, çünkü kız da adamdan hoşlanıyor, "istem dışı cinsel deneyim" değil!
    Arkadaşınız sizi öpünce taciz, ama kariyeriniz için önemli olan koçunuzunki performans arttırıcı antrenman. Taciz gibi önemli bir konuyu zaman zaman önemsiz hale getiren de bu zaten, bu kadar göreceli bir konu olması. Bu tamamen algı meselesi, kızın adamın davranışları ve niyetini algılaması ve yorumlamasıyla alakalı, bize laf düşmez...