Acaba çok mu hayal kuruyorum? Bence değer miktarı kişiye göre değişmemeli, herkese bol bol versek ne olur ki?
Ama sonra...
Hep annem haklıymış diyorum. Fazla muhabbet tez ayrılık getirirmiş. Neden? Çünkü fazla muhabbetle insanların sahteliği, fesatlığı, kıskançlığı ortaya çıkar. Hobbes ne güzel demiş “people are selfish” diye. Fedakarlıklar bile aslında kişinin kendi çıkarları içindir. Çünkü o iyilik dönüp dolaşıp ona gelir diye düşünür insan. Peki bunu bilerek insanlar nasıl hala ilişkilerini yürütebiliyorlar? Herşey ortadayken, gerçekler bu kadar açıkken kim kimi neden sevsin?
iletişimi sürsün diye sevmez insan birilerini..öyle herseyi kefeye koyup tartarak artılar eksiler toplayıp sonuca varmak için de yaşanmaz hayat..evet fedakarlık yaparsın ama sana iyilik olsun diye değil o oluşan mutluluğu güzel duyguyu tatmaktır asıl mesele..sadece karar alman gerektiğinde satranç oyna hayatla, bir sonraki hamleyi düşünmek her zaman mutlu yapmaz çünkü insanı..küçük hesap peşinde koşturur tam aksine..
YanıtlaSilbazen fazla muhabbetle anlarsın bir insanın içinde hiç fesat olmadığını, parlayan gülen gözlerle hayata baktığını, miss gibi koktuğunu...
Bak Uğur Yücel Derya Alabora'yı nasıl anlatmış;
"Sadakatle kulis lambaları karşısında makyajını silip artist barlarında kadeh parlatan inceden kibirli yeri pek kolay dolmayacak esrarengiz karakter oyuncularında, Hanna Schygulla’nın uzun koridorlarda Lili Marleen yürüyüşünde, Cahide Sonku’nun efkarında, Liza’nın kabaresinde, Sally Bowles azgınlığında, kuzey ülkelerinden gelmiş ve aniden karlar altında yok olup gidecek Femme Fatale bir yosmada, Persona’nın çıkmaz sokağında, bir balkan çingene alayının ortasında elinde şarap şişesi dört kol çengi bir karnavalda, kış günü hayranlıkla sevdiği oğlunun boynuna atkısını sararken gözleri nemlenen her annede, belalı bir sevgilinin peşinden yıllarca şehir şehir alem alem dolanan yaralı her pavyon şarkıcısının suretinde gözükür.
Küçücük bir kız çocuğundan, elinde votkasıyla kaşarlanmış eski zaman kadınlarına kadar uzanan sessiz bir klavye. Duymadığınız içli sesiyle kederli bir şarkı... Yakınındayken özlenen kadındı. Bende benim de bilmediğim, bilip de görmediğim, savurup attığım her duyguya, yırtılmış her kağıt parçasına hayranlıkla baktı. Aşığına bakar gibi. "
Bence kimin kimi neden sevdiği çok açık...